Pek çokları gibi ben de sabaha kadar uyuyamadım. Şimdi sakince oturmuş düşünüyorum… saatlerdir.
Düşünüyorum… gerçekten, diyorum ki…
Bir kurumun başına geliyorsun.. O kuruma karşı alenen haksızlıklar yapılıyor. Sana yanlış yapılıyor. Bunu görüyorsun. Sadece sen görmüyorsun, 7 yaşındaki çocuktan 70 yaşındaki amcaya kadar herkes görüyor. Ama bir sorun var:
Sen hiçbir şey yapmıyorsun. Yani, ne bir tepki, ne bir önlem, ne bir hareketlenme.. görünen hiçbir şey yok. Haliyle değişen hiçbir şey de olmuyor. Sana haksızlıklar yapılmaya devam ediliyor.
Bu haksızlıkları gören o 7’den 70’e tüm diğer insanlar artık sessiz çığlıklar atıyorlar. Üzüntüleri boylarını aşıp öfkeye dönüşüyor. Ama şimdi daha büyük bir sorun var:
Sen yine ve hala hiçbir şey yapmıyorsun. Bu kurumun başına gelmiş olan sen, kurumun haklarını korumak, kurumu ileriye taşımak için görev talep etmiş ve o görevin verildiği sen… Şimdi görevini yapmıyorsun. Senden bekleneni, üzerine düşeni yerine getirmiyorsun.
Bunu gören insanlar artık çileden çıkıyorlar. Öfkeleri isyana dönüşüyor.
Neden?
Bir kurumun başı, başkanı, yöneticisi, yönetim kurulu, vs… Neden herkesin gördüğü aleni bir haksızlığa karşı ses çıkarmaz? Bunu durdurmayı, hatta önlem almayı geçtim, neden tepki bile koyamaz? Aklıma çok fazla sebep gelmiyor. Olsa olsa 3 sebepten olabilir. Af buyurunuz:
1) Korkuyordur (kimden, neden..)
2) İşin içindedir (of of..)
3) Müthiş beceriksizdir
Şimdi… Beşiktaş hayranları, aşıkları, tutkulu taraftarları olarak size soruyorum kardeşlerim. Sebebin ne nolduğu sizi ilgilendiriyor mu? Yani umurunuzda mı? Sonuç belli. Sorun belli.
Beşiktaş’ın hakkı yeniyor öyle değil mi? Elimizdeki yegane somut gerçek bu. Beşiktaş çatır çatır doğranıyor. Sistematik bir şekilde saf dışı bırakılmaya çalışıyor. Yok canım ne çalışılması, resmen bırakılıyor!
Bunu gören 10 yaşındaki oğlum bile ağlayarak “neden bize böyle haksızlık yapıyorlar baba?” diye soruyorsa, oğlumun temiz yüreğine içinde kin ve nefret barındırmadan anlamlı bir cevap vermeye çalışırken benim kalbim acıyorsa, sabaha kadar yüz binlerce insanın gözüne uyku girmiyorsa…
Bizi ilgilendiren sorun “acaba yönetim neden bir şey yapmıyor?” değildir. Bana ne! Bize ne! Belki birilerinden korkuyorlar, belki bir düzenin parçası olarak oradalar ve o düzene hizmet ediyorlar, belki umarsızlar, belki sadece kendi kişisel menfaatleri için oradalar ve kendilerine, şirketlerine, PR’larına bir zarar gelmesin diye etliye sütlüye dokunmuyorlar, belki sus payı aldılar, alıyorlar, belki doğru yaptıklarını sanacak kadar kötü, berbat, aciz birer yöneticiler, belki o belki bu belki şu… Fark eder mi? Ne fark eder? Bizim için ne fark eder?
Söyleyeyim. Fark etmez! Görünen köy şudur: Yapamıyorlar. Yönetemiyorlar. Değiştiremiyorlar. Engel olamıyorlar. Durduramıyorlar.
Nedense neden. Bizim için aslolan Beşiktaş ve onun menfaatleridir. Sorun ve sonuç ortadayken neden bizi ilgilendirmiyor. Sonuçta o sorunları ortadan kaldırmakla yükümlü sözümona başkanlarımız yöneticilerimiz var. Koca koca ağa paşalar, takım elbiseli beyler, iş adamları, iş kadınları hey yavrum hey…
Sonuçta Beşiktaş’ın hakkı hala yenmeye devam ediyor. Ve öyle görünüyor ki bu sezon da tıpkı bir önceki sezonda olduğu gibi Beşiktaş maçlarında ayrı, rakiplerin maçlarını seyrederken ayrı kahrolacağız yapılanları gördükçe. Hiçbir şey değişmeyecek.
Ama belki de değişir. Bu taraftarın sabrının neresinde olduğuyla alakalı biraz da. Dert küpü gibi içine dert attıkça dolmayan bir halde miyiz hala, yoksa sonunda bir damla daha almayacak hale geldik mi? İsyanlar çığ gibidir, dalga dalga büyür. Vodafone Park’ta 42.000 kişi tek koro gibi sadece 13 dk. hiç durmadan aynı mesajı verse bile… sadece 13 dk. tek ses, tek nefes.. Emin olun bu yönetici müsfettelerinin eli ayağına dolaşır, göz bebekleri titrer.
Gücünüzün farkında olun. Sizi uyutmaya çalışanlara göz yummayın.
Yönetim yenice seçildi diye yerini sağlam görüyor olabilir ama… Kimsenin yeri dolmaz değil. O yüzden kimsenin yeri de sağlam değildir.
Ne demişti büyükler?
“Ya bu deveyi güdersin, ya da bu diyardan gidersin…”
GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin