Serdar yeni bir mesaj yazdı
Serdar yeni bir mesaj yazdı
Çok güzel bir yazı hocam, elinize sağlık. Aynayı kıran Beşiktaş hayalimiz fakat mevcut şartlarda bu imkansız durmuyor mu sizce de? Ben Beşiktaş yönetiminin mevcut yönetimden daha mangal yürekli, daha cengaver, kısaca çok daha donanımlı olmasını bekliyorum. Beşiktaş yönetiminde yer almak kolay olmamalı. Beşiktaş yönetiminde özellikle başkanlık koltuğuna sahip olacak isim mümkün mertebe tartışılmaz bir isim olmalıdır.
gs’yi dilan polat’a benzetiyorum. Sonlari da oyle olacak. Hizli kosan ati boku seyrek duser. Basin sikisti mi arkani dondugunde bir bakarsin yapayaknis kalmissin.
hiçbir şey olmaz riva ve florya yı beş kez daha devlete satıp geri alırlar. kondukları kemerburgaz arazisi var bi beş kere de onu sattılar mı tamamdır. yıllardır pamuk tıkayacaklar diye bekliyoruz ama derin gs sıkı çalışıyor.
Serdar yeni bir mesaj yazdı
Serdar yeni bir mesaj yazdı
Çünkü yanlış binbir türlüdür, doğruya ise tek yoldan varılır diye ekleme yaparak altına imzamı atarım… Yüreğine sağlık…
Doğruya tek yoldan değil, çok yoldan gidilebilir derdi rahmetli yüksek lisans danışmanım 🙂 Bak şimdi iki tane kıymetli adamın iki farklı yaklaşımıyla karşı karşıyayım.. Gel de çık işin içinden :))
Hocanıza Allah’tan rahmet dilerim. Belki de aynı düşünceyi paylaşarak dile getirimişizdir. Doğruya yalnızca iyi niyetle gidilebilir diye öğretti bize büyüklerimiz… Bu sebeple iyi niyetle çıkmadığımız hiçbir yol bizi doğruya götürmez diye biliriz… Niyeti temiz tutmak da bize düşer…
Yeterince aydınlanma fırsatı yakalayamamış, zaten karışmak için bahane arayan kafaları -haydi satılmış demeyelim ama- türlü çeşitli menfaat karşılığı yandaş olmuş ‘etki ajanları’ tarafından ele geçirilmiş bir ahali topluluğundan rasyonel bir akıl yürütme beklenecek zamanı duraklarca önce geçtik, çok gerilerde bıraktık Serdar Hocam..
Bu milleti irşat etmek isteyen bir güzel ve fakat ne yazık ki yapayalnız insanın bu dünyadan çekip gitmesiyle önce bir süre (uçaktan bırakılan bir cisim yahut namludan çıkan top mermisi misali) ileri doğru yol alan ne var ki sonrasında kütle çekim kuvvetine mağlup olarak serbest düşüş halinde -günden güne- irtifa kaybeden insanlar topluluğu haline mi geldik nedir, düzen tutamıyoruz bir türlü..
Genelde dünyanın, özelde ülkenin gidişatından umudunu kesmiş bir halde, insanı elinden hiçbir şey gelmeyen tarihin kıyısındaki bir birey olarak gören “Varoluşçu” anlayışa doğru yürümekteyim zaten bir süredir..
Nasrettin Hoca’nın hindisi gibiyim..Meselenin güldürü taşıyacak hali yok eyvallah,
Ama benziyor da be kardeşim..Hoca evinde beslediği hindiyi almış koltuğun altına..
Pazara götürüyor, satacak..
Bakmış, ileride bir kalabalık,
Gitmiş, kalabalığı yarmış ki ne görsün, bir küçücük kuş..
Satılık..Satıcısı yanında, koltukları kabar kabar..
Sormuş,
– Kaç para bu?..
– 50 akçe..
– Bre aman, sen ne diyorsun?.. O paraya 2 inek alır insan.. Nedir bu kuşun marifeti?
– Senin kuş dediğin bu mahluk papağandır Hoca Efendi..
– Ee?
– Eee’si var mı?.. Bu konuşur..Hoca bozulmuş, bir kenara çekilmiş..
Sonra koymuş önüne hindiyi beklemeye başlamış..
Birkaç köylü gelip sormuş,
– Hoca kaça bu hindi?
– 60 akçe..
– Yahu hocam, dellendin mi sen?.. Bildiğin hindi bu.. O kadar para?.. Hiç olur mu?..
– Şu ötedeki el kadar kuş 50 akçe ederse bu da 60 eder..
– Yahu yapma, o konuşur..
– Bu da düşünür..İşte tam da böyle hissediyorum kendimi Serdar Hocam,
Nasrettin Hoca’nın hindisi gibi..Düşünüyorum,
Kahroluyorum..Basket maçına gelince,
Bursalılara takılma..Yönetimsel olarak Büyükşehir olmuş bir kentin dünyaları küçük, kinleri büyük insanlarına bakma sen..
Keyifli bir maçtı..
Çok daha keyifli bir skorla bitebilirdi aslında,
Ama maçın sonlarında Prometey maçının yorgunluğu ve belki de mental doygunluğu çıktı sanıyorum ortaya..
Çöküp gitmekte olan bursa’yı ayağa kaldıran, geri dönüp maça tutunmasını sağlayan hatalar yaptı bizim çocuklar..
Buna rağmen alabilirdik maçı..
Ama işte o dediğim yorgunluk nedeniyle olsa gerek maçın sonlarında bilekler tam dengesini bulmadan yapılan atışlar girmeyince, 3-5 hücumdan boş dönüp, o dönüşlerde rakibe sayı imkanı da tanıyınca elimizden kayıp gitti güzelim maç..Yine de bilmiş ol, canım Hocam,
İzlediğim kadarıyla bu sene, futbol takımımızdan alamadığı başarı umudunu yakalıyor insan basket takımını seyrettiğinde..O nedenle gel, “Kur Masayı..” diyelim biz..
…“İyisi mi kur masayı sen madam Despina.
Belli, geçmez bu deli sağanak.
Vurur damlalar bir vakit daha nemli camlarımıza.Ama madam Despina
Biz yine güzeliz de,
Çiçek olmalı değil mi?
Hani çiçekler masamızda?..”
🤍🤍🤍🤍🤍Ssğ olasın @lozan
🤍🤍🤍🤍
Yazının 2. bölümüne bayılmakla birlikte, ilk bölümdeki içerik ise hayretler içinde bıraktı desem yeridir. Kim kime destek vermiş hocam? Kaynak nedir? Bir Müslüman ülke olarak orada yaşanan vahşi katliam nasıl desteklenebilir? Muhalif olmana saygım sonsuz yalnız ince hesaplar peşinde koşan ve ülkemizi sinsice olayların içine çekmek isteyen bazı dış güçlerin ekmeğine yağ sürmüş oluyor bu tip değerlendirmeleri yapan her kimse
Serdar Hocam kendisine sorulan bir(her) soruya kendisi yanıt verecek yetkinlikte bir fikri yapıya sahiptir elbette..
O nedenle O’nun yerine bir şey söylemem gereksizlik olur, haddimi aşmak olur, nihayetiyle abesle iştigal olur..
Ne var ki, en azından kendi hesabıma iki laf etmem gerekirse, 3. paragrafın 3. satırındaki cümleye dikkat çekmek isterim..“Hamas’la uzaktan yakından alakası olmayan çocukların katledilmesine..”
…
Bazı şeyler mümkündür hayatta Lozan kardeşim..
Herhangi bir insanın, doğrudan kendisinin neden olmadığı bir eylem sonucu (dahi) değil,
belki kendisinin de kabul etmediği,
onay vermediği,
dahil olmadığı bir eyleminin neticesinde acı çekmesine üzülmek mümkün..Sivillerin, kadınların, çocukların, yaşlıların ölmesine yaralanmasına, sakat kalmasına; varını yoğunu yitirmesine, hiçbir taraftan yana olmaksızın üzülmek mümkün..
Şu anda hemen yanı başımızda sürüp giden ve yayılması kuvvetle muhtemel olan, şayet yayılırsa ucundan bucağından bize de bulaşma ihtimali fazlasıyla mümkün (ve hatta kesin) olan yangında -hangi odaktan kaynaklanıyor olursa olsun- bir kumpasın mevcut olması ihtimali çok mümkün..
Planların, projelerin, kumpasların havada uçuştuğu,
akla hayale gelmedik gizli servis müdahalelerinin fitili ateşlediği kesin olan bu olaylar silsilesine işin ucu gelip de (inşallah) bize dayanmadığı sürece elbette taraf olmayacağız/ olmamalıyız..Lakin bu gerçek, en azından kalben -hangi taraftan olursa olsun- mazlumun yanında olmamıza engel değildir..
Kimseyi bilmem, kimseye karışmam..
Atatürk’ün işaret ettiği yolda yürümeye gayret eden bir bireyim ben..Allah korusun bir savaş halinde benim oğlum, yeğenim, komşum, vatandaşım gidecektir bu savaşa..
Böyle bir gerçek karşısında savaştan yana tavır koymak,
Bu türden ahir zaman şeytanlıklarında taraf olmak mümkün olabilir mi?Aynen acı çekenlerle birlikte acı çekmemenin mümkünsüz olduğu gibi..
Tarihin dibinden bu yana bu coğrafyada yaşamış iki kadim halk arasındaki anlamsız ve ahmakça bir savaşla ilgisi bulunmayan yine tarihin en eski ve en köklü milletlerinden birinin ülkesi olan Türkiye hangi saikle olursa olsun kopmuş olan bu cinnet ortamından olabildiğince uzak kalarak öncelikle kendi evlatlarını, kendi yarınını korumak durumundadır elbette..
🤍🤍🤍🤍🤍
🤐🤐🤐🤐🤐Bu arada, konuyu değiştirmemize yardımcı olup olmayacağını bilmem ama, dünkü maçı, üstelik çok da güzel bir farkla kazanıp bursa seyircisini küfeden düşmüş karpuza çevirme şansımız ciddi ciddi vardı,
Ama olmadı işte,
Yazık oldu, gerçekten..
🤐🤐🤐🤐Elim ayağım titriyor be kardeşim.. Tam üstte yazdığın yorumun ağırlığını tartıp bir cevap yazmayı düşünürken, iki tane daha olmayacak yorum geldi iyi mi 🙂 Bir bünye bu kadar güzelliği nasıl kaldırsın usta? Hangi kalem bu cevaplara yaraşır cümleler seçebilir? Bu forumu tesadüfen bulmak, tesadüfen varılan bu mahalde tanıyabileceğim en muazzam insanları tanımak, evimi çocuklarımı gönül rahatlığıyla emanet edebileceğim güzel yüreklere yaren olmak ne büyük şans..
Ellerine sarılıp sıkıca tutup yüzüme sürerek öpüyorum usta.. İyi ki varsın..
Kaynak gözlerim Lozan.. Kaynak kulaklarım. Kurumsal bir destek değil bahsettiğim.. Sosyal medyada, sokakta, iş yerinde var bunlar. Kendilerince bir nedene sarılıp katledilen insanları görmezden gelenler içimizde. Filistin olur, Asya olur, Ukrayna olur, Rusya olur, Kızılderili olur, Afrikalı olur.. Maksatlı bir güç tarafından katledilen kim varsa tıpkı senin gibi hepimizin içi kanıyor. Yazdıklarımda seni rahatsız eden ne varsa bil ki, yazamamamdan kaynaklıdır, niyetimden değil.. Hele senin gibi şahane bir adamı üzecek satırlar varsa derhal silerim yazıyı..
Biz gurbette olduğumuz için oranın havasını suyunu tam çekemiyoruz doğal olarak. Dışarıdan takip ettiğimizle kalıp, tatillerde gelince görebiliyoruz ancak neyin ne olduğunu. Ancak durum böyleyse çok vahim ve içler acısı. Avrupa’da bile elimizi ayağımız titriyor maddi manevi her türlü desteği veriyoruz. Kendi milletimizin bu duruma düşmesi sineye çekilecek bir mesele değil. İnşallah tez zamanda değişir ve biraz olsun gerçeklerin farkına varırız.
Her zaman dunyanin daha iyi bir yere gittigini dusunurdum ve artik emin oldum. Bu olanlar tarihte misliyle yapildi. Ama hic boyle infial olmamisti. Israil’in bile buna cok sasirdigina ve hesaplarinda olmadigina eminim. Filistin bile gelen bu destege sasirmistir. Insanlar artik terorist orgut de Israil gibi terorist devlet de gormek istemiyor. Dunya ilk kez bu kadar gur sesle “yeter” diyor. Daha guzel gunler yakin.
Belki çok haklısın bu görüşünde,
Belki de hep söyleyegeldiğin Mad Max tarzı bir dünya bekliyor bizi gelecekte..50/50 gibi bir ihtimal görünüyor sanki, şimdilik..
Ya öyle, ya böyle..
@deliziya
😕😕😕😕
🤐🤐🤐🤐Soyle diyelim 3. Dunya ulkeleri bir mad max donemi yasayacak. Orasi kesin. Diger taraftan kadinlar Fransa’da ilk kez oy hakkinin kazandiginda yil 1944 idi. Siyahlar 1960’larin sonunda otobuste oturma hakkini aldi. 170 sene once kadinlar cadi diye yakiliyordu. Bu sekilde bakinca ne kadar buyuk iyilesne yasadigimizi gorebiliyoruz.
Serdar yeni bir mesaj yazdı
- Daha fazla gönderi yükle
Media
Photos
Videos
Audios
Files
👍👍👍👍👍
🤍🤍🤍🤍🤍