Düşünün bakalım… çift maç elemeli bir kupa maçı oynuyoruz. İlk maçı deplasmanda 3-1 kaybetmişiz, rövanşı evimizde. İçerdeki maçın ilk yarısında rakip 2 tane daha sallıyor; 0-2! Ne olurdu o maç? Nssıl biterdi? Muhtemelen gene günah keçisi bir-iki topçu seçilir, itinayla yuhlanır, bazısı da ısrarla alkışlanır, işte şöyle olacak bütün takım yorumları gırla giderdi. Veya ilk maçı 4-0 kaybetmişiz, rövanşa kadar o hafta geçer miydi? Yönetim istifalar, hoca kovulsunlar, aslında 3’lü 5’li oynamak lazım gibi saçma sapan taktik yorumları, o oynasın bu oynamasınlar havada uçuşmaz mıydı? Hele 1 gol daha yiyorsun evinde; eyvah ki eyvah!
Dün ne oldu peki?
Deplasmanda 4 yiyen Dortmund evinde Barça’ya sahayı dar etti, 5 attı da ofsaytlara takıldı, kendi kalesine attığı gole rağmen gene bırakmadı kovalamaya devam etti üçüncüyü de buldu. Hele hele Aston Villa! 3-1′ in rövanşında evinde 0-2 mağlup duruma düşüp maçı 3-2′ ye getirdiler fakat yetmedi. 1 gol farkla elendiler PSG’ye. Donnaruma dünyaları kurtardı.
Helal olsun!
Benzer senaryolarda rezil rüsva etmezler miydi bizi?
Neden böyleyiz biz?
Kasım ayında niye herşey bitmiş oluyor bizde? Neden bırakıyoruz, salıyoruz kendimizi? Hatırlayın abi, hakem etkileriyle gs-başak-kasımpaşa maçlarını kaybettiğimizdeki durumu. Salmamış olsak, ads hatay antep gibi saçma sapan kayıplarımız olur muydu? Olmasa ne olurdu peki bugünkü durumumuz? Aha adamlar da elendiler, şampiyon olamadılar sonuçta; dağılıyorlar mı? Kasım ayında da muhtemelen yeniliyordular, bugün de yeniliyorlar; başarısız mı şimdi A,.Villa, Dortmund?
Biz niye böyleyiz?
Bir şeyi kaybedince niye herşeyi kaybediyoruz?
Kaybederken bile vazgeçmeden, savaşarak niye kaybedemiyoruz?
Yüzümüze bunları vurduğunuz için yuh olsun size Dortmund- A.Villa…
Aşkolsun…
Hocam dediklerinizi çok doğru ama tam olarak olay öyle değil.
Aston villa bir kaç senedir yapılanma içinde, kadro istikrarı ve eklenen oyuncular ile kümede kalmaya oynayan orta sıra bir takımdan ilk beşi zorlayan ŞL ne girmeyi beceren bir takıma dönüştü. PL de zaten ilk 4 takım ŞL ne gidebildigi için üstteki baba 1-2 takımı geçmesi onlar için yeterli Newcastle da aynısını zorluyor.
Dolayısıyla taraftar takımdaki bu çıkışı gördüğü için oyuncuların kredileri çok fazla.
Aynı bizdeki feda dönemi gibi.
BVB ise ayrı bir kültür zaten. Adamların en kötü sezonunda full oynayan bir taraftar topluluğu var.
Uzun lafın kısası bizdede oyun olarak bir şey ler gorebilse taraftar o krediyi vereceğine inanıyorum.
Ama o kültürün oluşması ise bence imkansız. Biz duygusal bir halkız, o kültür genel olarak kuzey ülkelerinde var.
Abi zamanında yaşamadık mı? Bayern münihi eleriz demedik mi? Kırmızı yiyene kadar kafa kafaya mücadele etmedik mi? Rövanşında yedeklerimizi oynatma cüretti göstermedik mi? Benficadan 3 yerken mücadele eden takımı alkışlamadık mi? Onlarda çıkıp savaşmadılar mi? Bunları yapan hocaya Sözde BEŞİKTAŞ taraftarı demediğini bırakmıyor şuan zamanında da bırakmadı. O zamanda adam ne tazminat aldı ne bizi yarı yolda bıraktı zorla milli takıma gitmesine rağmen o adama yarı yolda bıraktı demediler mi? Bilic arkasına bakmadan kaçarken savunanlar başarı elde etmiş koskoca Bayern Münihi acaba eler miyiz hayalini kurduran hocayı yiyip bitirmedi mi? Aynı teknik adam yine efsane şekilde dönmüşken bir sonraki sezon elindeki her şey alınmış taraftar bunun farkındayken yine yemedi mi? Sorsan hepsinin sorumlusu o dur. Şuan işte kısır döngüde takılıyor. Çebi sağolsun kafayı taktı bir kere ŞG ye ilk onu bitirip taraftarın önüne attı sonra da çekip gitti. Şimdi kongrelere utanmadan gelip millete bok atıyor. Bizim taraftardan bir cacık olmaz hepsi ama hepsi nankör olmuş
İki eşleşmede de A+ kaleciler takımlarını sırtladı. Bizdeki şehla buz adam ile gelebileceğin en fazla yer de burası. Tek suçlu o demiyorum ama bizde atan da vasat, tutan da vasat. Yeni sezon öncesi olmazsa olmaz 2 transfer yapılmalı: 1 tane zırt pırt sakatlanmayan, maçta ara sıra uyumayan A Plus kaleci ve 1 tane tartışmasız leblebici istikrarlı santrafor. Geri kalanları da yanlarına serpiştir. Sonrası zaten Mario Gomez’li sezon demektir Ferhat kardeşim.