içinde

Özür ve teşekkür

İnanın hepinizden özür diliyorum. Yoğunluk ve kafa dağınıklığıma verin. Buraya yazı yazdığımı bile unuttum. Bir iki yoruma cevap vermeyi denedim ama sanırım beceremedim. Sayfanizi yakından biliyordum ama bubkadar çok seveni olduğunu bilmiyordum Serdar’ın. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Yorumlarınızı görünce yüzündeki mutluluğu görür gibi oluyorum. Görünce diyorum çünkü dün ilk kez görebileceğini söyledi doktorlarımız. İki güne kadar yoğun bakımdan çıkacak inşallah. Bir arkadaşıyla beraber Kaş yakınlarında kötü bir kaza geçirdiler. Arkadaşı dün taburcu oldu. Sıra Serdarda.. gözünü açar açmazkızmazsa  fotoğraf atmayı planlıyorum 🙂 tekrar teşekkür ederim hepinize..

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin

  1. Eh be “kardeşim”..

    Hitapta hata yok, evet, kardeşim!..
    Zaten öyleydiniz çünkü, kardeşimizdiniz, ama artık kurtuluş yok, bitti, bundan gayrı adınız belli: Kardeşim!
    ..ve hatta, ‘Eh be kardeşim..’

    Başta biraz ipucu verseydiniz de dört dönmeseydik ya, iki gündür burada..
    Kızdım bak şimdi..

    Yani kızdım derken, rahatladım aslında da,
    Rahatlamanın verdiği coşkuyla kızdım..

    Rahatladım derken de tırnak içinde rahatladım..
    Çünkü kazadır, evet ama, evveliyatı olan, sinsi sinsi yürüyen, bünyeyi için için yiyip bitiren bir rezil hastalık değil, ani / travmatik bir olay..

    Eh, Bizim Çocuk desen, Serdar Hoca yani, sporcu geçmisi olan, güçlü kuvvetli, sağlam biri, EvvelAllah..

    Altından girer üstünden çıkar o yoğun bakım servisinin, görün bak..

    Şimdi, hani kızdım filan deyince de, bi sorun bakalım, neden kızdım?..

    Bugün, ismi lazım değil, o kendini bilir, bizim ‘bir arkadaşla’ konuştum, Serdar Hocam hakkında.

    Remil attık, fal açtık, tarota baktık, elimizin tersiyle silip süpürdüğümüz toprağa kemik parçaları filan saçtık, ‘nedendir acaba, ne oldu bu çocuğa?..’ diye..

    Ben, “Bu herif..’ evet herif.. kızgınım çünkü.. yani üzgündüm.. de, artık kızgınım.. ha, evet, ne diyordum, ben,
    ‘Bu herif vakt-i zamanında çok sigara içerdi idi.. ciğerleri filan mı bozdu acep?..’ dedim.
    ‘Yahut..’ dedim, ‘yaş icabı, kalp filan mı geldi zorladı bu çocuğu?..’ dedim..(ciddiyim)

    Arkadaşım, Allah var, bir şey demedi.. Ellerini yanlarına vurup dövünmekle yetindi sadece..
    Hatta, daha da ileri gidip, Serdar Hoca’yı dünkü çocuk yerine koyup, ‘olmaz onda öyle hastalıklar.. saçmalama..’ filan dedi..

    Meğer biz hastalıklardan hastalık uydurmaya çalışırken(tööbe töbee) beyimiz tatil beldelerinde ‘fink atmakta’, dahası arabaya ‘takla attırmaktaymış’..
    Gel de bir daha söylenme şımdi bakalım:
    tööbe töbee..

    Ama bak, bizim @korhan1903, benim gibi değil, doğrudan kaza ihtimalini düşünmüş..
    E, tabi şimdi, ne de olsa genç çocuk.. benim gibi değil.. Akıl fikir yerinde..

    Neyse yahu.. Biraz olsun rahatladım şimdi..
    Nihayetinde kaza dediğin kronik bir problem değil.. Olsa olsa kırık mırık vardır.. Eh o konunun uzmanı da @dr-can kardeşimiz “elde bir” vaziyette.. şaka değil, ciddiyim, ülke çapında hem de..

    Sevindirik oldum, dilim çözüldü, duramıyorum ama, fazla da sulandırmadan durayım artık..
    Zaten bütün bunları, kendine geldikten sonra okusun diye Serdar Hocama yazıyorum, kimseye değil.

    Ama son paragraf çekirdek aileye:
    Büyük geçmiş olsun arkadaşlar.. Canım hocamın ailesiyle, sevdikleriyle birlikte geçireceği daha çook uzun zamanı varmış bu dünyada..

    Göreceği güzel günler armış daha..
    Okuyacağı nice kitap, izleyeceği onca film, dinleyeceği bir dolu bir dolu ezgi varmış..

    Kızıyla el ele, huzurla yürüyeceği silme çiçeğe durmuş yemyeşil çayırlar; o çayır-çimende oğluyla yata yuvarlana oynayacagı oyun dolu yıllar ve yıllar varmış..

    Arada bir durup, batan güneşin ardından kararmaya dönen gökteki yıldızlara bakarken aklına gelecek eski dostlara dair güzel anılar.. Keyifle yudumlanacak keskin ve serin içeceklerin ferahlığı eşliğinde yüzünde tomurcuklanacak bilgece gülümsemeler varmış..

    Her şey bir yana, bu güzel dostu bize bağışlayan Allah’ımıza hamd olsun..
    Serdar Hocamızın ömrü uzun, hanesi mutlulukla dolu olsun..

    Yuvanızın ocağı her daim tütsün..
    O ocağın sıcaklığı, ışıltısı, aydınlığı gülümseyen yüzlerinizde yansısın..
    Allah böylesi üzüntülerin tekrarından esirgesin, hepinizi saygıdeğer hanımefendi..

    Mutlulukla kalın..

    14
  2. Böyle zamanlarda ve böylesi belirsiz durumlarda insanın iyi düşünmesi, iyidir demesi pek mümkün olmuyor. Karanlığın içinden öcü çıkaran kültürel/genetik kodlar düşünceyi şartlandırıyor ve muhtemel en kötü ihtimalle başbaşa bırakıyor sizi. Şahsen düne göre mutluyum. Hani insanın dişi ağrır da ağrısı hafifleyince mutlu olur ya.. İşte öyle bir mutluluk.. Bununla geçmiş olsun inşallah

    6