içinde

Önder Hoca ve İletişim

Günaydın arkadaşlar,

Daha önce bir takım çalıştırmamış ve hayatında ilk defa bir büyük takım çalıştıran hocamız Önder Hoca ile ilgili haddim olmayarak belki içindeki Beşiktaş sevgisi, belki büyük takım çalıştırma sorumluluğu belki tecrübesizlik sebebini bilemem ama tv başındaki bir Beşiktaş taraftarı olarak izlediğim gözlemlediğim oranda iletişim konusunda bazı konulara değinmek istiyorum. 

Herşeyden önce ister gelecek sezon bu takımda olun ister olmayın artık bu takımın teknik direktörü olduğunuzu, gelecekte de bu takımın teknik direktörü olacağınızı kabul etmeniz gerektiğini ve çalışmalarınızı buna göre yapmanızı öneriyorum.

Bir diğer husus maçlardan sonra yapmış olduğunuz rakip analizlerinde rakip “şöyle şöyle oynuyordu şöyle şöyle oynuyordu biz böyle böyle yaptık” tarzındaki analizlerde sanki bir tür kendini ispat kaygısı var gibi (yanlış değerlendiriyorsam şimdiden özür dilerim). Sizin elde ettiğiniz veya edeceğiniz başarılar ne kadar görmezden gelinmek istense de zaten hiçbir şekilde göz ardı edilemeyecektir. Bu tür analizlere bana kalırsa gerek yok maç sonu konuşmalarınızda daha genel değerlendirmeler yapınız. Hakeza maç sonu tarafınıza yöneltilen soruların sağını solunu iyi tartıp öyle cevap veriniz. Zira tarafınıza yöneltilen her soru samimiyet ve masumiyet içermeyebilir. Hele hele polemik konusu olabilecek sorulara hiç cevap vermeden geçiştiriniz. Bu tür sorulara verilecek cevaplarda daha soğukkanlı olabilmelisiniz.

Bir diğer husus medyanın gündemine takılarak medyada hakkınızda çıkan yada yayınlanan haberlere yorumlara göre hareket etmeyiniz. Bu sizin açınızdan her daim aldatıcı bir durum oluşturacaktır. Nasıl ki bir sürü pozisyona girip atamayınca  ne 1-0 biten Altay maçının 90 dakikası görmeyip bütün maçı son dakikadaki Altay karombolüne sıkıştırıp eleştirilmeyi hak ediyorsunuz ne de Sivas maçı kazanıldıktan sonra göklere çıkarılmayı. Hele hele kupadaki Kayseri maçını öyle bir oyundan sonra kaybederek eleştirilmeyi hiç hak etmediğiniz gibi. O yüzden medyanın değerlendirmelerine takılmadan işinize odaklanınız.

Bir diğer husus genç oyuncu kazandırma meselesi. Kerem Kalafat’ı yeniden bu takıma kazandırmanız takdire şayan. Alt yapıdan tanıdığınız bildiğiniz gelecek vaat eden oyuncuları bu takıma kazandırmalısınız. Hatta başka takımlara kiralanan gelecek vaat eden oyuncularınızı da bu takıma kazandırmalısınız. Ama siz artık Koskoca Beşiktaş’ın teknik direktörünüz ve sizin birinci göreviniz takıma maç kazandırmaktır. Takıma genç oyuncu kazandırırken medyanın gündemine takılarak medyanın polemiklerine takılarak bu hususu göz ardı etmeyiniz. Zira maç kazanamazsanız zaten hiç bir şekilde oyuncu kazandıramayacaksınız.

Sergen hoca sonrası darmadağın olan bir takımı aldınız ve bugünlere getirdiniz bana kalırsa bırakın büyük takım çalıştırmayı daha önce takım çalıştırmamış bir hoca olarak bayağı da iyi götürdünüz. İyi yoldasınız. Çalışmanız, gayretiniz, mesleğinize ve Beşiktaş’a olan sevginiz sizi daha iyi yerlere götürecektir. Ama daha yolun başındasınız. Ve yolu yarılamadan iletişim hatalarına kurban gitmeyiniz. 

Kayseri maçı kaybedildi kupadan elendik. Olan oldu geçen geçti. Dün dün de kaldı. Çünkü futbol dünyasında her hefta her maç yeni bir başlangıçtır. Maç kazansanız da maç kaybetseniz de her daim önünüze bakınız. Şimdi hedef Başakşehir maçı. Takıma aşırı motivasyon yüklemeden, maçı ölüm kalım savaşına dönüştürmeden kendi geleceğiniz açısından tamam mı devam mı demeden bu maça hazırlayınız futbolcuları. Son haftalarda oynanan oyunlara bakılınca 2. lik konusunda rakip olabilecek her takımdan daha iyi oynuyoruz ve hepsiyle maç yapacağız. Sorun topu içeriye atamamak. Belki Batşuayj’yi Şenol Güneş’in Burak’ı kullandığı gibi kullanırsınız belki ofsayt çalıştırırsınız. Belki Kenan’a bu kadar bel bağlamazsınız  Bu sorun bu saatten sonra nasıl çözülür bilemiyorum ama bu sorunu çözmek şart. 

Şimdiden başarılar diliyorum. Saygılarımla….

 

Bir cevap yazın

GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin