Sitedeki duzeylu tartisma ortami beni buraya uye yapti. Hala tek uye oldugum yer burasi. Kavgasiz, kufursuz sitemizin linc kulturu beni benden aliyor :))) Simdi @aliberber89 ile girdigimiz lezzetli tartismaya devam etmek istiyorum.
Ali kardesim ve Lozan, Eduega falan gibi pek cok uye hoca “niye, sunu oynaadi, niye bu taktigi uygulamadi” falan tatzi serzenislerde bulunuyor.
Amerikan filmlerinde gormussunuzdur tepedeki adam sahada caresi kalmis ve ne yapacagini bilmeyen komitanina “make your call” der. (Secimini yap) Simdi o komitan hem kendi askerlreini, hem sivilleri kurtarmak icin bir secim yapmak zorundadir. Eger hatali bir secim yaparsa her seyi kaybetme tehlikesi de vardir.
Sen simdi oraya o adami koyuyorsan bu secimi yapabilecek kalibrede bir adam olduguna inaniyorsundur. Sonuc kotu de olsa o adamin sadece secim yapabiliyor olmasi bile onu komutan yapar. Bu isler kolay degil beyler.
Mactan sonra konusmak kolay. Hoca da maci izleyip “keske” dedigii anlar olmustur. Her hoca icin gecerlidir bu. Hoca antreman performansina, fiziksel performansina gore oyuncuyu secer ama bi bakarsin adam sahada yuruyor. Ersin belki antremanlarda ucup kaciyor ama sahaca cikinca eli ayagina dolasiyor. Bunlari bilemezsin. Elde asiri psikolojik darbe almis, sirazesi kaymis ve golcusuz, kanatsiz oynamaya calisan, yesek kulubesi olmayan bir takim var. Bu sartlarda bir sey beklemek cok hayalci olur.
2 kanat 1 santrafor + ATIBA ile bu takim Turkiyeyi de UEFA kupadini da ssallar. Durumumuz o kadar kotu degil.
Kraaall:)))
Mert kafaya oynayacak Beşiktaş’ta ancak yedek olur Ziya, ona torpil geçme. O listeye bir de A+ Kaleci transferi reca edeceğim. 😉
Ben hakkimi genc bir Ispanyol yedekten kullanirim. Ispanya cok iyi kaleciler cikariyor ama bizim takim fiyati kadar bonservisleri var. Cok pahali. Scoutlar bir tane 18’lik Fabri bulsa yavas yavas seneye hazirlanir. Maddi duruma da bakmak lazim. A kalite kaleci cok pahali.
Evi arabayı sat, en iyisinden bir kaleci ve santrafor al. Sihirli Formül bu: Şekil 1-A Geyse tayfası.
Hicbir zaman musleranin iyi bir kaleci olduguna inanmadim. Hatta vasat bile demem. Vasat alti. Meet ondan daha iyi kaleci.
Son zamanlarına bakma. Adam yıllarca Uruguay’ın değişmez kalecisi idi. Geyse’nin en az 1 şampiyonluğunda tek başına etkili olmuştur.
Seni seviyorum.
Bu forumu da seviyorum.
O nedenle kimden, nereden ve neden geldiği belirsiz bir “eksi” atmak yerine -şayet varsa- katılmadığım noktaları yazarak yanıtlıyorum.
Ve elbette bu yaklaşımı kesin, net ve mutlak olarak, tersini şiddetle reddederek -şayet bir gün bu mecraya bir yazı yazarsam- kendim için de talep ediyorum..
Başlayalım:
Bu koşulsuz teslimiyete asla katılmıyorum..
Herkes; kişi ya da kurum/kuruluş fark etmeksizin eleştirilir.
Eleştirilmeye mahkumdur.
Bir yargılama yapılır,
Yüzlerce benzer davaya bakmış, kararlar vermiş yılların hakimi bir karar verir.
Taraflardan biri kararı beğenmez, bir üst mahkemeye taşır.
Bir üst mahkemenin vereceği karar da hatalı olabilir.
O zaman daha üst, o da olmazsa bir üst (vs..) makamlara gidilir.
Yani yapılan her iş, verilen her karar eleştirilebilir.
Çünkü toplumun gelişimi ancak böyle sağlanabilir.
İnsanın yücelişinin temelinde eleştiri yatar.
Tabii ki her önüne gelenin, lafı ele alan her dangabozun ulu orta salladığı türden eleştirilerden söz etmiyorum.
En az o kararı veren kadar yetkin birinin eleştirileridir benim sozünü ettiğim.
O nedenle oyuncunun, teknik ekibin, hocanın ve nihayetinde başkanın da eleştirilmesi elzemdir.
Peki bunu kim yapar yahut yapmalıdır?
Hiyerarşik gidişe uygun olarak hep bir üstte yer alanlar ve en nihayetinde o kurum/kuruluş içinde yer alan akil insanlardan oluşan organlar..
Başarılı olamayan oyuncu teknik ekipteki kişiler tarafında,
Teknik ekipteki kişiler hoca tarafından,
Hoca, başkan;
Başkan da Kongre veya Divan Kurulu tarafından eleştirilir.
Eleştirileridir.
Bu kişiler bu eleştirileri yaparken kendi bireysel bilgi, birikim ve deneyimleri yanında kamuoyundan gelen isteklere, tepkilere, şikayetlere, eleştirilere kulak tıkayamaz.
Yahut tıkar.
O vakit de sonuçlarına göğüs gerer, geremezse katlanır.
İyi oynanmış ve/veya kazanılmış bir maçtan sonra tabii ki kimse kimin nerede oynadığını sormaz, sorgulamaz.
Çünkü yapılabilecek en iyi iş yapılmış, başarı elde edilmiştir.
Bkz: Kayseri..
İstanbul’da, fener’e kendi sahasında dünyayı dar etmiş, 1 puanı alıp evine döndüğünde kim ne diyebilir?
Kendi evinde, kendi seyircisi önünde Kayseri’ye 2 puanı veren fener’e de kim ne demez?
Bu işleri kolay olmadığı zaten belli hocam.
Tersini söyleyen yok ki zaten.
“Oraya o adamı koydum. Çünkü O’nun bu seçimi yapabilecek kalibrede bir adam olduğuna” inanmıştım..
Ama ya bu konuda yanıldıysam?
Yahut yanılmadım, haklıydım. O adam tam da o adamdı. Ama bilmediğim bir nedenle akla uygun olmayan işler yapmaya, garip garip sonuçlar almaya neden olacak hatalar yapıyorsa, yapmaya başladıysa?.
Ciro’ya yılda 10.000.000 Euro veriyor ve ondan sadece skor bekliyorsan.
Ciro da bu beklentiyi kabul edilebilir süreler aşıldığı halde yerine getiremiyorsa, eleştirilir.
Ciro, bu beklentiyi karşılayamamasının nedenini kendisine top gelmemesi olarak izah ediyorsa, duruma bakılır, adam haklıysa top getirmeyenler eleştirilir.
Top getirmeyenler bu başarısızlığa takım içi organizasyon bozukluğunun neden olduğunu söylüyorsa hoca; Hoca da bu organizasyonsuzluğun nedeninin takımı oluşturan oyuncuların yetersizliği, takım kadrosunun kötülüğü olduğunu iddia ediyorsa yine duruma bakılır ve bu itiraz doğruysa bu kez başkan eleştirilir.
Ama her hal ve durumda, bu söylenenlerin tamamı doğru ve apaçık birer gerçek de olsa bu, her pozisyondaki kişiyi temize çıkartmaz.
Herkes bulunduğu mevki itibariyle yaptıkları sebebiyle övülür, alkışlanır.
Yapamadıkları sebebiyle de eleştirilir, yerilir.
Bu böyledir hocam
Kimse eleştiriden muaf değildir.
Herkes eleştirilir ve hatta mutlaka eleştirilmelidir.
Çünkü bu, o kişilerin de -aslında- yararınadır.
Yerinde ve dozundaki baskı kişileri daha dikkatli olmaya, işlerini daha özenli yapmaya sevk eder.
Kaynar suya ihtiyacımız varsa şayet, bilmeliyiz ki kapağı kapalı bir tenceredeki su, kapağı açık olandan daha erken kaynamaya başlar.
Dikkatten uzak tutulmaması gereken tek konu Dozdur.
Her iyiliğin, her olumsuzluğun sebebi olan Doz..
Yanacıklarından öptüm.
Sana bir ödev:
Seni çok sevdiğimi, çok önemsediğimi unutmuyorsun.
Ok?..
👍🙂🥰🍻🤍