Itiraf, sorumluluk, ve profesyonellik

Her şey tamam ama @Sverisson dostumun üzülmesine içim el vermiyor. O yüzden itiraf ediyorum. Evet, ben yaptım! Her şeyin, inanılmaz yüksek paralara yapılan yanlış transferlerin, kaybedilen puanların sorumlusu benim! Mesela, şimdi herkesin fırından yeni çıkmış kumpir gibi birbirine attığı Joao Mario transferini ben yaptım. Al Musrati ve Muçi’ye tarihimizin en yüksek bonservislerini verelim, sonra da yerlerine transfer yapalım da onlar saha kenarındaki aşık suratla otururken neşemiz gelsin dedim. Doğru ya, başkanın, yöneticilerin, profesyonel çalışanların, teknik direktörün, futbolcuların, hiç birinin sorumluluk almadığı, özeleştiri yapmadığı yerde bir hatalı varsa o ben olmalıyım, biz olmalıyız. Ulan hepiniz ordaydınız be!

Beşiktaş tarihinin muhtemelen en trajikomik dönemini uzun uzun tartışacağız. Ne de olsa bu kadar şeffaflıktan uzak, herkesin birbirini yalancılıkla suçladığı gibi bir süreçte gerçekte ne olup bittiğini anlamak kolay değil. Ama benim için bu sürecin aktörlerinin tamamı suçludur. Başarıları sahiplenmek için birbirini çiğneyenlerin sorumluluk almaya gelince arazi olması bu gerçeği değiştirmez.

Bütün bu rezilliğe bakınca şu kulüple ilgili tek bir isteğimin olduğunu bir kere daha hatırlıyorum. O da faili meçhul transferlerin son bulması. Bu da uzun dönemde yalnızca Arat’ın ayaklar altına aldığı sözlerinden biri olan profesyonelleşmeyle olabilir. Beşiktaş’ta bu bir tek Orman başkanlığındaki Özen-Bilic döneminde olmuştu. Şimdi bakıyorum da Motta’ya 1 milyon euro bonservis verdi, Dany’i kiraladı diye çarmıha gerdiğimiz Önder Özen ne mübarek bir insanmış ki tek bir iftiranın bile üzerine yapışmasına izin vermeyecek bir şekilde yaptı işini. İyi yaptı, kötü yaptı, daha iyi yapabilir miydi tartışılır ama Beşiktaş’ın ihtiyacı tam olarak bu: Yetki ve sorumluluk alanı belli profesyoneller. Aksi halde yapı değişmedikçe matruşka eleştirisinin içinden bile matruşka çıkmaya devam edecek.