İklim ve gündem.

Hocaya katıldığım nokta var ama katılmadığım da çok.

Sezon başından beri en iyi oyunumuzu oynadığını düşünüyor, kısmen katılıyorum. Top bizdeydi, iyi oynadık, çok şut attık, gol atamadık, kalecileri kariyer maçı oynadı, oyunu domine ettik, hepsine kabulüm, katılıyorum. Katılmadığım husus oyunu domine ettiğimiz kısım 0-2 olduktan sonrası olması. Yani baştan sona bir dominasyon söz konusu değil. Oyuna baştan önde baskıyla başlayıp kontradan veya başka bir şeyden gol yiyerek yenilseydik tamamıyla katılırdım ancak durum öyle değil. Ne zaman ki kaybedecek bir şey kalmadı artık, o zaman tüm gücümüzle bastırdık, penaltı kazandık, şutlar atmaya başladık, bunu en iyi gösteren şeyde 0-2 olana kadar kaleyi bulan tek şut var. Öncesi dengeli oyunla götürebileceğini sanması. Bu konuya daha önce de değindim, frenleyerek oynamaması lazım bu takımın. 

Çok pas yaptık, domine ettik, bunlar kabul, katılıyorum, ama hepsi dediğim gibi 0-2 sonrası oyunda oldu, olması gereken tüm maç boyu o oyunun oynanmasıydı. 0-2 sonrası da organize atak sayımız 3. Yani çok pas yaparak çok iyi oynadık olayı yok, özellikle ince işleri yapamadık ve son pasları iyi kullanamadık. Bu konuda ciddi sorunlar var. Özellikle Immobile’nin sırtı dönük oynayamaması, Muçinin formsuzluğu ve üstüne uzun süre oyunda kalması, Rashica’nın ısrarla dikine veya bire bir oynamaması topu ilerde tutmamıza, organize olmamıza engel oldu. Muçinin yerine Semih ikinci yarının başında oyuna girmeliydi, Rashica ise devre arası uyarılmalıydı. Çünkü Muçinin geldiğinden beri en etkisiz oyunu bu maçtı. Rashica’nın dikine veya birebir oynamamasından kaynaklı sorun ise Rashica çıktıktan sonra Rafa Silva’nın o kanada geçmesiyle daha belirgin oldu, Rafa her pozisyonda rakibini çok rahat geçti ve tehlike yarattı.

Öte yandan sezon başından beri bir türlü şu çizgi olayını oturtamamamız çok can sıkıcı. 33 yaşında, CVsi bu kadar iyi oyuncunun bu denli bariz hatalar yapması kabul edilebilir değildir. Tabi bence. Süper kupa maçında da aynı durum mevcuttu hatırlarsınız, hoca en son beni hiza alın diye uyarmıştı. Biraz bende de takıntı oldu galiba, maç geneli özellikle izlemeye başladığımı fark ettim Paulista’yı. Ben hala Talha’yı orada görmek istediğimdendir galiba, bilemiyorum.

Bu nedenlerle de sezonun en iyi oyununu oynadığımız kısmına da maalesef katılmıyorum.

Taraftar eleştirisi kısmına tamamıyla katılıyorum. Sezon öncesi de, başladıktan sonrasında da bu konuda burada çokça tartıştık taraftar müşteri değildir diye. Ancak gelinen aşamada görüyoruz ki stattakiler taraftar değil, müşteri. 40. Dakikadan itibaren Frankfurt taraftarının sesi televizyonda daha çok duyuldu. İkinci yarı düzelir zannettim ancak öyle olmadı. Bir ara 80. Dakikadan sonra biraz kımıldama oldu ama sonra yine aynısı. 

Islık konusuna girmek istemiyorum. Ersin konusuna da hiç ama hiç.. Yine de değinmek lazım. Ersin bu saatten sonra kazanılabilir mi, hiç zannetmiyorum ama Muçi için durum öyle değil. Ersinlik pek oyun olmadı deniyor ancak topu oyuna sokamaması, gerideki panik hali ister istemez stoperleri geriye gitmeye, geride beklemeye ve topu oyuna kalecinin değil de stoperlerin sokmasına neden oluyor. Bu nedenle Ersinlik bir şey yok gibi görünebilir ama kötü bir maç çıkardı. Tabi 50 dakika 2 bin kişi olan rakip taraftara stadı teslim eden müşterilerin haddine değildi, ıslıklamaya zerre hakları yok. Öte yandan Muçi kazanılabilir ve kazanıldığında çok kazandırabilir. Psikolojik danışman mı olur, hoca mı konuşur bilemem ama çok dağınık. Hem kafa olarak, hem oyun olarak. 

İklim ve gündem…

Hiç futbol konuşmaya müsait değil aslında..

Ama bir iki kelam etmekte yarar gördüğüm (ve uyku saatlerinin dengesizliğinden birazda) için yazmak istedim.

Sağlıcakla.