Gündüzüm seninle(güzel..)
Gecem seninle(eyvallah..)
Beyhude geçti bu
Ömrüm, derdinle(niye abi?.. ömrüm niye geçmiş ki beyhude yere?)
Aşkını bir sır gibi
Senelerdir sakladım(alakası yok.. aksine hiç saklamadım, formanı giydim.. bas bas bağırdım.)
Geceleri rüyada
İsmini sayıkladım(eeh işte.. haydi, buna da tamam..)
Sevgilim saçların
Zannetme, solmaz(doğru, tamam, kabul.. kesin bir gerçek.. yaş alacağız, yaşlanacağız.. ama bunun Beşiktaş’la ilgisi ne?)
Dünyada sevenler
Bahtiyar olmaz(alakası yok.. tecrübeyle sabit.. ben sevdim, seviyorum.. çok da mutluyum, bahtiyarım..)
Aşkını bir sır gibi
Senelerdir sakladım(hayır efendim.. saklamadım, saklamıyorum..)
Geceleri rüyada
İsmini sayıkladım(tööbe töbee..)
.
Şimdi, dünkü gün, bu @eduega denen çocuk gayet makul bir şey söyledi: “Beşiktaş, sahne sanatçısı gibi her maçta çeşit çeşit forma giyme meselesini sonlandırsın..” dedi.. Mealen yani..
Belli bir formamız olsun.. Dünyanın her yerinde, herkes bunu bilsin, görsün, tanısın.. Bu yolla bilinirliğimiz daha da artsın.. Kulüp-Forma-Arma bütünlüğü sağlansın.. Beşiktaş dünya çapında tanınan bir marka olsun.. dedi.
Bence çok da doğru dedi, pek de güzel dedi.
Peki, hazır buradan yürüyorken, şu son zamanda, Serdal Bey’in başkanlığıyla beraber yakamıza yapışmïş olan “Aşkını bir sır gibi..” nağmesiyle sahaya çıkma saçmalığını ne yapacağız?
Ferdi Özbeğen çok iyi bir Beşiktaşlıymış..
E, olsun birader.. Tersini mi söyledik?. Olmasın mı dedik?.
Ferdi’yi beğenen, beğensin.
Şarkıyı da dileyen, gitsin evinde sabaha kadar dinlesin..
..de,
Rakı masasında, belli bir vakitten sonra, kafalar dumanlanmaya başladığında hep bir ağızdan topluca söylenen; söylenirken bazı bölümlerin altı kimi zaman uzatılarak, kimi zaman volüm yükseltilerek vurgulanan, bu esnada karşıdaki eşin/sevgilinin/kur yapılan kadının gözlerinin taa içine bakıp kendince anlamlı, aslında salakça mimikler yapılarak(ben çok yaptım) söylenen şarkılar” listesindeki bir parçayı Beşiktaş’ın sahaya çıkış müziği olarak kullanmanın manası nedir?.. Böyle bir başlangıçla elde edilmek istenen netice nasıl bir şeydir?
Dünya çapında bilinirliği zaten olan ve daha fazlası da olsun/olmalı dediğimiz Besiktaş’a böyle yave yave, yapışkan, ağdalı bir arabesk parça eşliğinde sahaya çıkmak yakışıyor mu hiç?
Aşkımızı bir sır gibi niye saklayalım ki biz?
Ayıp bir şey mi yapıyoruz?. Günaha mı bulaşıyoruz?. Suç mu işliyoruz?..
Ezik miyiz?. Ne yaptık?.. Neden mahcubuz?. Neden boynumuz eğri?.
.
İster yavaş yavaş azalarak bitsin.. İster baltayla keser gibi, aniden..
Ama şu saçmalıktan bir an evvel kurtulalım.
Bitsin, gitsin,
Yok olsun..
“U never walk alone” tarzında dillere plesenk olacak bi bestemiz olsa şahane olur diyecem de o da arabeks galiba biraz:)
Sahaya çıkarken rakibi gerecek, ürkütücek; bizimkileri ellerinde mızraklarla saldırmaya hazırlanıyormuşcasına motive edecek bir girizgah müzik/ses efektleri bulmamız lazım.
Çok haklısın yoldaşım…
Ben haklı mıyım bilmem(🙂🤍)
Ama bu parça, stadyumda yersiz,
Rakı masasında?
Belki!..
🙂🥴😏
(sağ ol yoldaş..)
👍🤍🍻
On numara tespit! Aynisini yazacaktim hatta taaaa orman doneminde yazmistim. Ornek de gecenlerde atmistin buradaki Atalanta klubunden. Sahaya bir cikiyirlar karsi takim 3-0’a kafadan razi oluyor. Bu psikololijik ustunlugunmizu kullanmamak tam bir sacmalik. YaAcam yarin. Gaza getirdin beni
🙂👍🤍😏😎