GVB, OGS, HGS, YKB vs..

Skor yorumculuğu yapmayalım, tamam.

Ama ortada dönen bazı gariplikleri de görmezden gelip geleceğimizi berbat etmeyelim.

Yaş itibariyle(33) fazlası kalmıyor akılda.. O nedenle yakınlarda olanlara bakalım.

10 kişi kalmış rakibe yenildik. “Çok üzüldüm, hayal kırıklığına uğradım. Ama, buradan bir ders aldım..” dedi.

Ertesi hafta, 9 kişi kalan rakibe yenildik..

gs maçında, mecburiyetten, forvetsiz oynadık.. Kazandık.. Haklı olarak göklere çıkardık.. Maç sonunda “Tamam, bu maç santrforsuz oynamak zorunda kaldık, ama, Allah kimseyi santrforsuz oynamak zorunda bırakmasın.. Bir daha mı? Tövbe!..” dedi, Göztepe maçına yine santrforsuz çıktı.

Üstelik kalede olmayacağı belli olan Ersin, stoperde olması mümkünsüz Tayyip’le..

Tayyip kendini de yaktı, takımı da.. Kart gördü.. Yerine, başta süre alması gereken Paulista’yı koydu, Joao’yu çıkarttı.

Oysa geride üçlü kalsa, kadroyu bozmasa, ille değişiklik şartsa Rashica’yı çıkartıp Arroyo’yu sağa koysa. Sağda Arroyo, solda Muci, ortada Ox, önünde Joao, en önde yalancı 9 Rafa’yla daha şanslı olurduk..

Joao çıkınca orta saha tümden elek oldu.

Oysa maç sonuna kadar 1-1 gidip, uzatmaları zorlamalıydık.

Paulista’yla gollere de engel olamadık, gol de atamadık..

Artı, GvB denen yetersizin deplasmandaki Ajax maçında ilk 11 çıkartmasından bu yana ruhu uçup gitmiş, geriye sadece boş bedeni kalmış Hekimoğlu yerine Fahri Kerem’i sürse sahaya, takım bir bütün olarak tek bir kişiyi Rafa’yı beslese önde, rakip sahada kalabilirdik.. Bu kadar baskı yemeyebilirdik.. Ve belki de oyunu uzatmalara taşıyabilirdik..

Amerikalılara atfedilen bir söz vardır ya hani, “Çalışıyorsa bırak, dokunma..” diye, hah işte ondan.

Bu maçta en kötü en kötü hiç dokunmayacaktı hoca, takıma.

Ama madem kurtlandı, dokunmadan edemedi, o zaman bari rakip hocanın aklını karıştıracak çok farklı bir oyun planıyla çıkmalıydı sahaya.

Olmadı,

OGS’e yakışmadı,

Bize, çok yazık oldu..