Fuzuli Şakul!

Çözüm çok basittir futbolda aslında ama Cruyf’unda dediği gibi basiti becerebilmek zor olanı.

Futbolcu olarak geldiği kulübün değerini bilecek, kulüp değerlerine görehareket edecek, maaşı ödenebilir düzeyde olan, görev ve sorumluluğunu yerine getirebilecek adamlar alacaksın. 

Böyle futbolcu bulabilmek için de yıllık 500 bin ila 1 milyon Euro arasında bir fiyata scouting şirketleriyle başarı primli olarak anlaşacaksın ve oyuncu bulma işini profesyonellerine bırakacaksın.

Teknik direktör olarak artık KART HOROZLARIN peşinden koşmayı bırakıp 35-45 yaş arası, yeni nesil, başarıya aç, hücumu ve savunmayı bilen, her şeyden önce güzel futbolu amaçlayan bir adam getireceksin. 

Futbolu yönetecek kişi istersen Futbol direktörü olarak getir, istersen Futbol A.Ş. Ceo’su olarak fark etmez, futbolun içinden gelmiş ANCAK SPOR YÖNETİCİLİĞİ ile ilgili ya TECRÜBESİ olan ya da Mario Gomez gibi futbolu bıraktıktan hemen sonra spor yöneticiliği üzerine AKADEMİK ÇALIŞMALARDA (LİSANS, YÜKSEK LİSANS YADADOKTORA), bu konu üzerine düşmüş birini koyacaksın. 

Sonra futbolu yönetecek kişiyle teknik direktörü sene başı çağırıp yıllık transfer bütçeni maaş skalasıyla beraber belirleyip transfer yetkisini teslim edeceksin. Bunu yaptıktan sonra takımla ilgili her ay düzenli olarak raporlar tanzim edilmesini isteyeceksin futbol yöneticisinden. Futbol yöneticisi de teknik ekiplerden isteyecek aynı raporları. A takımdan tut en alttaki altyapı teknik direktörüne kadar! Takımlar uçup kaçıp en yakın rakibine 20 puan fark atsa dahi alacaksın bu raporu koyacaksın kenara!

Ayrıca, futbolla ilgili hiçbir tesise de MENAJER SOKMAYACAKSIN!  

Bununla birlikte; Yönetim Genel Kurul üyelerinden hiç kimse ama hiç kimse futbol yönetiminden sorumlu olmayacak! Futbolun yöneticisi olarak seçtiğin kişi Ceo ya da futbol direktörü aylık raporlarını getirip her ay yönetim kurulu toplantısında anlatacak, biz bunları yaptık, bunları yapıyoruz, bunları yapmaya devam edeceğiz gibi. Yönetim kurulunun futbolu yöneten bir üyesine gerek kalmaz bu durumda da. Kendin futboldan anlamayabilirsin, hiç sorun değil, tut kendi cebinden iki danışman, raporları incelet, DENETLEME MEKANİZMASI KUR. 

Bu sistemde maaşlarda ödenir, denetleme de yapılır. Kurumsal bir yapı da kazandırılmış olur.

İşte Redbull Leipzig’in senelerdir yaptığı budur. 

Bakıyorsunuz adını hiç duymadığınız, FM’de bile hiçbir şekilde başarılı görünmeyen oyuncularla kurdukları takımla son 7 senede 6 kere Şampiyonlar Ligindeler ve bir çeyrek final ile bir de yarıfinalleri var. Ligde şuana kadar şampiyonlukları yok, ancak bir sistem takımı olmayı çok iyi başardılar. Bunu nasıl becerdiklerini de Vikipedia’ya kendileri açıklayıcı bir şekilde yazdılar. 

Bizde bu sene neler olduğuna göz atalım;

Futbolcu olarak maaş skalasına uyumsuz, kulübü neredeyse tanımayan, ne olduğunu bilmeyen oyuncular transfer edildi. Bir şekilde adaptasyon sağlandı, 2 ayda takım süper kupada rüya gibi bir başlangıç yaptı. 

Genç ve başarıya aç bir hoca getirildi. Sezon başında ne yaptığını bilen, kendi sistemini oturtan, antrenman programları bile bilimsel olan bir teknik direktör getiril ancak ona 6 tane birden yönetici verildi. 

Futbolda 3 farklı yönetici belirlendi; Feyyaz, Samet ve Friedel. Ancak yetmedi, futboldan sorumlu yönetici olan yönetim kurulu üyesi atandı, o da yetemedi Kaan Şakul futbol işlerine karıştı. Üstüne futbol bilgisi olmayan Hasan Arat’ta katılınca futbol şubenin tabutunun son çivisi de çakıldı!

Bakın bunları ben söylemiyorum sadece! Hüseyin Yücel dün çıktı; hocaya sağlıklı bir ortam sağlayamadık, yönetim kurulundan karışanlar vardı, dedi.

Trabzonspor maçından sonra tahta üzerinde Friedel oyun taktiği anlatıp Kaan Şakul’da bunları bizzat uygulayacaksın diye hocaya bağırıp ültimatom verdiğini kulüpteki herkes biliyor. Samet hocanın Feyyaz’ın soyunma odasına alınmadı  dediği olay! 

Hocayla yollar ayrılana kadar da ben bu ortamda çalışmam diye iki kez istifa edip Hollanda’ya gittiği, Friedel ve Kaan Şakul’un seni UEFA’ya şikayet ederiz diye tehdit ederek görevine tekrar zorla döndürdüklerini de yine herkes biliyor. 

Kaldı ki bu olanları Samet hoca ve Feyyaz hoca size bizatihi Ekim ayının ortasında gelip bunları anlatmış, buna rağmen aksiyon almamışsınız.

Ayrıca sayın başkan bunu yapan kişilerden biri olan Friedel gönderildi ama Kaan Şakul istifa ettiği halde istifayı kabul etmeniz durumunda yolsuzlukları ve ithamları kabul etmiş sayılacağınızı düşünerek istifa mektubunu yırtan siz değil misiniz? Kime feryadınız, ne bu figanınız?

Samet hoca anlattıklarının %99’unda haklıydı, tek hatası daha erken istifa etmemesiydi. Hala anlattıkları üzerine ne araştırma yaptınız, ne de bir soruşturma başlattırdınız!

Trabzonspor maçına kadar ligi ve Avrupa’yı çok iyi götüren Beşiktaş biranda Hasan Arat’tan aldığı güçle Kaan Şakul ve Friedel denen gereksizler yüzünden bu hale geldi. 

Hukukta şöyle bir tanım vardır; Bir malın sahibi veya yetkili idarenin izni olmadan, o malı elinde tutan veya kullanan kişilerdir. Bu kişiler, kusurlu olup olmadıklarına bakılmaksızın FUZULİ ŞAGİL olarak kabul edilir. 

Bizde ise; Beşiktaş’ın yöneticilerin izni olmadan, futbol şubeyi eline alıp kafasına göre şımarıkça yönlendiren, bu duruma gelinmesinde kusurun en büyük sahiplerinden biri kendisinde olan, hala tüm bu olanlara rağmen yönetimde de kalmaya devam eden FUZULİ ŞAKUL KAAN’dır. 

Onu yönetimde tutmaya devam edip, tüm yolsuzlukların ve iddiaların üstünü kapatan Hüseyin Yücel’den başkan da olmaz, yöneticide!

Not: Yazıda Hüseyin Yücel gömüp Serdal Adalı’yı baş tacı ettiğim anlamı çıkarılmasın. Serdal Adalı’yı da ele alacağız şüphesiz. Zira kulübün ilk kez batırılmasında önayak olanı da burada tartışacağız illa ki.