* Moralim çok bozuk.. Foruma 4-5 yazı yazdım yazdım, sildim.. Ağır küfürler ettim.. Çok ağır ama.. Bildiğin en beterlerinden.. Bunu yaparken de çeşitli yöntemler denedim.. Birinde mesela, adlı adınca, bir tekerleme gibi saydım saydım döktüm.. Sildim sonra.. Bana yakışmaz dedim.. Yakışırdı oysa.. Yakışmıştı.. Okuyanlara ayıp olur dedim.. Buranın, en azından kendi kafamda kendi anlayışımda var olan kalitesini, düzeyini bozmaya hakkım yok.. Olmamalı, dedim..
* Bir başka yazı yazdım.. Yine galiz küfürlü.. Bu kez ne olduğu açık açık anlaşılır biçimde olmakla birlikte, eski yıllardaki erotik-magazin dergilerinde(mecmua aslında) kadın fotoğraflarının belli yerlerine konulan cinsten, malum harflerin yerine (*) işareti koydum.. Ama, sözün şehveti alıp götürdüğü için insanı yazarken, durmak istediğim yerden bambaşka yerlere götürdü sözcükler beni.. Yani, orada da kaçtı kantarın topu.. Baktım olmuyor.. Baktım olmayacak.. Onu da sildim..
* Kişilere sardım bir başka yazıda.. Yazılı, görsel, sanal platformlarda laf-söz eden bildik-bilindik kişilere ve hatta en yakınlardaki nevzuhur eğilimlere gömdürdüm.. Oradan da vazcaydım sonra.. Kalp kırmanın ne anlamı var dedim.. Sildim.. “E iyi ama, onlar kırıyor ya senin kalbini..” diyen iç sesimi elimin ayasıyla itekledim.. Kafası önünde düştü.. Yürüdü, gitti.. Kimsenin kalbini kırmayayım derken kendimin kalbini kırdım..
* Oğlum geldi az önce, evine gitmeden uğradı bana.. Ne haber, nasılsın, filan.. E şimdi yüz surat olmuş mahkeme duvarı.. Sordu çocuk, Ne oldu, yüzün asık?.. Yok bi’ şey.. Olur mu canım, nedir, söyle?.. Yok dedim ya.. Hadi oyalanma git bir an önce evine, hava soğuk, üşüteceksin.. Tamam dedi.. O da gitti.. Kafası karışık, yüreği bulanık..
* Şimdi genel durum buyken.. Ve hatta bundan kat kat kat kat kat kat kat kat kat kat rezalet haldeyken, bak, baştan söyleyeyim, kimsenin beğenisine talebim yok, kimsenin eksisine de tahammülüm.. Kimseden, en yakınlarımdan bile bir şey istediğim yok.. Kendi kendime konuşuyorum burada.. Adı üstünde, kendime notlar yazıyorum.. Yorum, beğeni, aman.. Eksi, sakın, zinhar.. Kim kimle oynayacaksa gitsin oynasın.. Kimse bana dokunmasın, bulaşmasın..
*Geçenlerde yazmıştım.. Bu takım, ekmek kutusunda uzun süre kalıp beyaz-yeşil küf atmış ekmek haline gelmiş vaziyette.. Tövbe haşa mundar olmuş.. Yenecek durumu kalmamış.. Şunlar kalsın, bunlar gitsin durumu çoktaan geçmiş.. Bu çocukların hepsine küf bulaşmış.. Düzelmez.. Sırtlarındaki bu yükle yürüyemez bunlar.. Tüm bir takımın, bütün kadronun yenilenmesi, baştan aşağı yeni oyuncuların gelmesi şart.. Ve aslında, öyle bir durumda dahi başarı şansı son derece düşük..
* Bu başkan kalır mı? Bilmem.. Bu hoca durur mu? Bilmem.. Scout ekibi, taç antrenörü, Duran top uzmanı, Kuzey Avrupa-Güney Amerika oyuncu izleme/değerlendirme şeysi filan.. Geç kardeşim.. Boş işler bunlar.. Boşa çaba, boşa masraf, boşa israf.. Boş hayaller peşinde dolanan, açlığını kendi avucunu yalayarak köreltmeye çabalayan kayıp ruhlardan başka bir şeyler değiliz biz.. Yalan dünyanın yalan hayalleriyiz..
* Sportif manada dünyada bu kulüpten daha çok, hatta bundan başka, sevdiğim bir ikinci şey yok.. Ama, bundan başka nefret ettiğim bir başka şey de yok.. Adı çağdaş kendi hayvan, sözüm ona teknik direktör bir herif, kazara kazandığı maçın ardından iki saat konuştu mikrofona.. Şöyle yaptık-böyle yaptık.. Şöyle yaptık-böyle yaptık.. Şöyle yaptık-böyle yaptık.. Şöyle yaptık-böyle yaptık.. Kendini bir şey zanneden alçak, zavallı yaratık.. Delirtti beni utanmaz rezil.. Ve bu yaralı kulüp.. Bulunduğu şu yeri hiç hak etmeyen, en başta kendi evlatları tarafından sakatlanmış olan; henüz yaşıyorken etleri didik didik edilerek parçalanmakta olan bir ceylan gibi masum bu kulüp bütün bu aşağılık, alçak, hadsiz, hoyrat, çapulcu dallamalara “izin veriyor..” kendisine ve kendine gönül veren güzel insanlara, bu ölçüsüz hakaretleri yapmaları için..
* Her şeye rağmen -akıp giden bir oyun planı olmamakla birlikte- istedi, çabaladı, savaştı bu çocuklar bu gece.. Ama olmadı.. Olmazdı çünkü.. Olmayacak zaten.. Herkes iyi niyetli, ama olmadı.. Demek ki olmayacak..
* Avrupa Kupasına gidememe ihtimali gitme ihtimalinden daha büyük, bu takımın.. Konferansa bile gidemeyebilir.. Ve aslında gitmesin de zaten.. Bu haliyle ne yapabilir ki gitse?.. Kendi kendimize 5 yıllık bir gitmeme sınırlaması koymanın bile düşünülmesi gereken bir yerdeyiz çünkü.. Tamamen yanıp kül olup, Anka Kuşu misali kendi küllerimizden tekrar doğarsak, bu çamurlu düzlemden sıyrılıp çıkabilirsek bir ihtimal.. O da belki..
* Bugün sahada olan veya kenarda bekleyen hiç kimseye bir bahane bulamam.. Herkes iyi niyetliydi çünkü.. Şu oyuncu neden oynamadı, öteki niye süre almadı tartışmalarına girmek hem herkesin sapacağı kaçınılmaz bir yol hem de boşun boşu bir iş.. Öteki oynasaydı yine olmazdı.. Çünkü oynayacak durumda olsa zaten oynardı.. Nelerin olmadığını görmek ötekilerin niye olmadığını görme konusunda oldukça detaylı bir fikir veriyor çünkü..
*Kendi kendime son ve en önemli notum: Söyledim.. Normal değilim.. Bozuğum.. Raydan çıkmışım.. Daha da çıkarım.. O nedenle, gereksiz yere kalpler kırılmasın.. Kimselere bir şey dediğim yok.. Kendi kendime konuşuyorum.. Yazmazsam boşalamayacağım için yazıyorum.. Pencereyi açıp bağıramayacağım için burada kendi kendime mırıldanıyorum.. İnandığı bütün kutsallar adına/aşkına rica ediyorum herkesten.. Kimse dokunmasın, kimse bulaşmasın bana.. Hiçbir konuda hiçbir talebim de yok.. Hiçbir konuda hiçbir şeye tahammülüm de.. En yakınım bile uzak dursun benden.. Yorumdu, beğeniydi sakın.. Eksi hele zinhar.. Dileyen gitsin kendine yapsın yorumunu.. Kendine atsın artısını eksisini.. Bugüne kadar kimseye dokunmadım ben bu yerde.. Kimseler de dokunmasın sakın bundan sonra bana..
GIPHY Uygulama Anahtarı Ayarlanmadı. Lütfen Kontrol Edin