Şenol Güneş..
Teknik direktörlük kariyerinin tamamını izleme şansım oldu. Bir konuda hiç değişmedi. Göreve başladığı kulüp veya takım neresi olursa olsun ilk sezonda harikalar yaratmıştır. Taraflı tarafsız her futbolseverin ağzının suyunu akıtmıştır takımlarına oynattığı futbolla. Ama sonraki sezonlarda saçmalamıştır, kafası dağılmıştır, mutsuz görüntü vermiştir ve bir enkaz devrederek ayrılmak zorunda kalmıştır.
95 sezonunda ortaya koyduğu olağanüstü performansın ardından bir sonraki sezonun devre arasında ayrılmıştır. Brezilya’ya kafa tutarak Dünya Kupası finalini kıl payı kaçıran takımla 1 yıl sonra Letonya gibi vasat altı bir takıma elenmiştir. 2011 sezonu şampiyonluğunu averajla kaçırdıktan sonraki sezon 56 puanda kalmıştır. Fransa ve Hollanda’yı sahadan silebilecek bir takım yaratan Şenol Güneş, Avrupa Şampiyonası’nda korkunç bir performans sergilemiştir.
Bu durumun tek istisnasını Beşiktaş’ta yaşadı Şenol Güneş. 2015-16 sezonunda tüm Beşiktaşlılar’a masal gibi bir sezon izlettikten sonra bir sonraki sezonda da buna yakın bir başarı yakalamıştır. Sonrası malum.
Buna ister tek kullanımlık bir konsantrasyon deyin ister Laz inadı isterseniz zihinsel dalgalanma deyin. Sonuç değişmiyor maalesef. Şenol Güneş kontak kapatınca açılmıyor işte. Brugge maçında izlediğim Beşiktaş, şimdiye dek izlediğim en ezik, en mahkum, en savruk ve en korkak takımdı maalesef. Trabzon maçının 20. dakikasından sonrası da aynı.. Kayseri maçında iç saha baskısıyla ”ölü kedi sıçraması” yaparak maçı çeviren takım, bugün Adana’da yine korkunç bir görüntü verdi maalesef. Kurulmuş olan eksik kadroya rağmen bu görüntünün affedilir tarafı yok.
İşin yönetim kısmına girmeyeceğim. Yeterince girdiğimi biliyorsunuz. Beşiktaş’ın mevcut durumda yürüttüğü politikasız politikayla bu günleri yaşayacağımızı zihni açık olan herkes gördü, ağladı, yalvardı ama trol olmaktan öteye geçemedi bu kitle. Yetmedi gücümüz.. Yerli rotasyonumuzun kan ağladığını, 3 tane yerli yazabilmek için mevkisi haricinde 3 yerliyi saçma sapan kurgularla sahaya atmak zorunda kalacağımız o kadar netti ki. Anlatamadık..
Son 3 sezonda ligin 10. haftasında lige havlu atan bir Beşiktaş varsa bu sorunun ana kaynağı TEKTİR. Ama bu ana kaynak, neden istifaya davet edildiğini dahi anlayamayacak kadar gerçeklikten kopuk ya da megalomansa durum değişiyor haliyle.
Göz açıp kapama müddetine sahip ömrümüzde 1 sezonu daha erkenden iki şımarık oluşuma devretmek koyuyor elbette. Mevcut görüntümüzle çok daha can sıkıcı gelişme ve maçlara şahit olacağımız açık.. Hiç etmek üzere olduğumuz bu sezonu ne yarışmacı ne de yapılanmacı bir anlayışla örtüştürememek çok kötü oldu. Üstüne üstlük harcanan bonservis bedellerine bakıp da içi acımayan ben Beşiktaşlıyım demesin..
Beni en fazla üzen şeyden de bahsederek noktalayacağım..
7 yıl önce Beşiktaş çok feci bir rüzgar yakaladı. Yapılan harika işler neticesinde sokakta gözle görülür bir Beşiktaşlı artışı göze çarpmaya başladı. Çocuklar, Quaresma, Talisca olmaya başladılar okul bahçelerinde..
Bugünse Beşiktaş berbat bir marka yönetimi, berbat bir iletişim, berbat bir sosyal medya politikasıyla sokakları iki rakibine terk etmek üzere..
BAKIN.. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin aynı sezonda korkunç paralar ödeyerek iyi takımlar kurmalarının altından bir şeyler çıkarsa hiç şaşırmam. ”Batacaklar, bitecekler, kayyuma devredilecekler” gibi masallara inanmayacak kadar tecrübelendim. Umarım sürecin sonunda yalnızca taraftar sayısında geri düşeriz. Aklıma gelenler çok can sıkıcı çünkü..
Sevgiyle..
Çok sevdiğım, toz konduramadığım; aklına, zekasına, td’lük becerilerine hayran olduğum bir adamın birkaç zamandır kenardaki haline tavrına baktığımda beynimin içinde dolaşmak için tek bir “hadi bakayım..” dememi bekleyen “Ulan?.. Yoksa müsait bir zamanda yerini Burak Yılmaz’a bırakıp kenara çekilmeyi mi planlıyor bu adam?..” cümlesini “Kış-kış şeytan!..” diyerek kovalamaya çalıştığım hocanın saha kenarındaki umarsız(çaresiz) halini gördükçe içim çekiliyor Serdar Hocam..
Futbol bu..
Her şey olur.. Kabul, tamam..
Ama sahada akan bir oyun olmaz mı canım?..
Tek AbouBakar’a bakar mı koca bir camia canım?..
Kaldı ki o tek kişiye dahi top taşıyacak bir oyunu oynayamıyorsa koca bir takım..
😕😕😕😕😕