İşimize gelse de gelmese de…

Şimdi bazı arkadaşlar diyecek ki “sen valerienci misin?” Değilim. Bazıları da “peki sen bu oyundan çok mu keyif alıyorsun?” Hayır çok keyif de almıyorum. Ama verilere de inanıyorum. Sadece duygularla değil, mantıkla da karar verilmeli diye düşünüyorum. 

Senin benim mantığımla değil, analitik mantıkla, rakamlarla, verilerle… 

Bir de başka bir ayrıntı daha var dikkat edilmesi gereken: 

Bazı olaylar sadece görünen tarafıyla değil, arkasındaki olgularla da değerlendirilmelidir. Bunlar genelde gizli kalan yönlerdir. Ne demek istiyorum?

Beşiktaş Jimnastik Kulübü futbol takımının başına bir teknik direktör getirmiş. Bunu daha önceki yılların aksine sadece o günü, yarım sezonu ya da seneyi kurtarmak için yılana sarılır gibi değil, belli bir plana göre getirmiş. O planı beğenirsin ya da beğenmezsin. Ama sonuçta bir plan var ortada. 

Ve Twitter’da ismi lazım değil bazı boşta kalmış teknik direktörlerin menajerleri ve onların destekçisi olan kalantor hesaplar tarafından inanılmaz şekilde manipüle edilen bir durum var. Üstelik sürekli yapılan bir maniğülasyon bu.. Sezon başından beri değil, sezon öncesinden beri değil, geçen sezonun sonundan beri değil, bu hoca getirildiğinden beri yapılan bir manipülasyondan bahsediyoruz.

Daha ne yapacağı belli bile olmayan bir adamın, göreve seçildiğinden beri o görevden uzaklaştırılması için götünü yırtan bu manipülasyoncuların peşinden binlerce insan gidiyor. Bu akılla, mantıkla açıklanabilir bir şey değildir. Zaten manipülasyonlar aklın ve mantığın kullanılmasını istemez, sadece duyguların galeyana gelmesini ister ve bunu yaparken de sözümona somut argümanlar kullanır.

Peki o  argümanlar nelerdir?

“BÜYÜK TAKIM böyle oynamaz!”
“Takım hiç pas yapmıyor..”
“İleri şişirmekten başka taktiği yok..”
“Sadece kondisyoner olur..”

Başka bir argüman da yok benim bildiğim kadarıyla varsa bilen beri gelsin söylesin.
Ve şimdi de son günlerde bunlara eklenen “oyuncularla arası kötü” argümanı var.

1. Büyük takım böyle oynamaz:
Beşiktaş ne kadar büyük bir takımdır, dünyada kaç tane büyük takım nasıl futbol oynuyor, hangi futbolculara sahipler.. bunlar beraberinde cevaplanırsa bu argüman karşılığını bulur yoksa tamamen içi boş bir argümandır..

2. Takım pas yapmıyor:
Bir önceki gönderide paylaştığım kanalın analizlerini seyredin. Rakamlar ortada!..

3. Taktik meselesi:
Dünyanın en büyük taktik dehasına sahip bir teknik direktörümüz yok belki, tamam, ama eğer teknik ekibimizin tek taktiğinin topu ileri şişirmek olduğunu düşünüyorsanız ya da bu algıya kapılıyorsanız lütfen yine farklı analiz sitelerine gidip bakın. Ayrıca Önder Özen ve Metin Tekin’in yer aldığı Vole kanalının videolarını izleyin derim. Hocanın taktik bilmediğini söyleyenler cahil değiller, bunu bilinçli yapıyorlar ama hedeflerinde cahil kesim var ve onları galeyana getirmeye çalışıyorlar. 

4. Kondisyonerlik meselesi:
Fizik kondisyonun dünya futbolundaki yeri ve önemine dair ben burada laf anlatmaya çalışmayayım. Eğer hocanın ve ekibinin takımın başında kalmasını başarabilirsek ilerleyen haftalarda siz kendi gözlerinizle görürsünüz fiziksel kondisyon anlamında ligin geri kalanına ne kadar büyük fark attığımızı. Hasılı bu su suçlama komik kaçıyor.

5. Oyuncularla arası bozuk:
İnsaf… insaf diyorum! Bir adama göreve geldiği ilk günden bu yana her Allah’ın günü aleyhte etiket açıp gündem yaparsan bunu okuyacak görecek olanlar da insanlardır! Futbolcular da çoğu 20 ila 30 yaş aralığında genç ve heyecanlı insanlardır. Psikoloji diye bir realite vardır. Ve bunun herkeste büyük etkileri vardır. Elbette “hoca nasıl olsa her gün topun ağzında, hata yapsam bile ilk o patlayacak” doğal sonuçtur.